DEVAM: 12- DİYETE VARİS
OLMAK BABI
حدّثنا
عَبْد
رَبِّهِ بْنُ
خَالِدٍ
النُّمَيْرِيُّ.
ثنا
الفُضَيْلُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ.
ثنا مثوسى
بْنُ عُقْبََ
عَنْ
إِسْحَاقَ بْنِ
يَحْيَى بْنِ
الوَلِيدِ،
عَنْ عُبَادَةُ
بْنِ
الصَّامِتِ؛
أَنَّ
النَّبِّي صلى
الله عليه
وسلم قَضَى
لِحَمَلِ
بْنِ مَالِكٍ
الهُذَلِيِّ
اللَحْيَانِيّ
بِمِيرَاثِهِ
مِنْ
امْرَأَتِهِ
التَّي
قَتَلَتْهَا
امْرَأَتُهُ
الأُخْرَى.
Ubade bin
es-Sâmıt (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem), Hami bin Mâlik el-Huzeli el-Lihyânî'yi kuması tarafından öldürülen
karısına mirasçı kıldı.
AÇIKLAMA: Bu babın ilk hadisi Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, Malik ve Ahmed tarafından
da rivayet edilmiştir. İkinci hadisin başkaca kim tarafından rivayet edildiğine
dair bilgi edinemedim.
İlk hadiste
geçen "Akile" kelimesi ile ilgili bilgi 2633, 2634 nolu hadisler bölümünde
verildi. Burada kısaca işaret ettiğim gibi kasdedilen mana maktülün baba
tarafından olan erkek, akıllı akrabalandır. Ömer (r.a.) ilk zamanlarında
diyetin bunların hakkı olduğu ve maktülün karısının bu diyette hakkı
bulunmadığı görüşünde idi. Onun bu görüşte olmasının sebebi şu olabilir:
Kişi bir adamı
kasıdsız olarak öldürdüğü zaman maktülün kan bahasını katilin Akilesi öder.
Yani katilin baba tarafından olan erkek yakınları bu ceremeyi çekerler.
Gerektiğinde diyet ödeme yükümlülüğü yalnız bu grup akrabaya aid olduğuna göre
buna karşılık olmak üzere diyet alma durumu olunca da yalnız bu gruı:'
akrabalar yararlansın. Diğer akrabalara diyetten bir şey verilmesin. Sonra
Dahhak bin Süfyan (r.a.) Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in tatbikatını bildirince Ömer
(r.a.) söylediği hükümden rücü ederek hadisle amel etti. Ömer r.a.)'in kendi
görüş'Q.nden dönüş yaptığına dair cümle bizim sünenimizde yok ise de Ebu
Davud'un süneninde bulunduğu için tercemede bu cümlenin karşılığını parantez
içine aldım.
Tirmizi bu hadisi
rivayet ettikten sonra bunun hasen - sahih olduğunu ve ilim ehlinin
uygulamasının bu hadise göre olduğunu söyler. Şerhü's-Sünne'de: Bu hadis
diyetin önce maktül için vacib bir hak olduğuna ve sonra onun ölümü ile diğer
malları gibi mirasçılarına intikal ettiğine delalet eder. İlim ehlinin ekserisi
böyle hükmetmişlerdir. el-Kari, el-Mirkat'ta beyan ettiğine göre Ali bin Ebi
Talib (r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi, maktülün ana bir
kardeşlerini, maktülün eşini ve kadını maktülün diyetine mirasçı kılmamıştır.
Hanefi alimler
ile Şafii'nin mütemed kavline göre maktülün diyeti, diğer malları gibi bütün
mirasçılarının hakkıdır. Faraiz hükümlerine göre mirasçılarına verilir. Kadın
ile kocası da birbirinin diyetine mirasçıdır. Şafii mezhebinin diğer bir
kavline göre diyet maktülün baba tarafından olan erkek akrabasının hakkıdır.
Faraizdeki sıraya göre diyet alırlar. Malik de bu son görüştedir.
Hadiste Ömer
(r.a.)'a mektup yazdığı bildirilen Dahhak bin Süfyan (r.a.) tanınmış
sahabilerdendir. Resul-i Ekrem (s.a.v.) tarafından zekat amili olarak
görevlendirilmişti. EI-Mişkat'ta beyan edildiğine göre bu zatın, yüz atlıya
bedel bir kahraman olduğu söylenmiştir. Kendisi Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in
nöbetini tutardı. Necd valiliği yapan bu zatın künyesi Ebu Sa'd'dır. Dört aded
hadisi vardır. Sünen sahipleri onun hadislerini rivayet etmişlerdir. Ravileri
Said bin El-Meseyyeb ile Hasan-ı Basri'dir.
Hadiste ismi
geçen Eşyem (r.a.)'in hataenı yani yanlışlıkla öldürüldüğü Malik'in rivayetinde
İbn-i Şihab tarafından belirtilmiştir. Bu sahabinin mensup olduğu Dıbab.
Kufe'de bir kalenin ismidir.
Ubade (r.a.)'ın
hadisinde ismi geçen Haml bin Malik (r.a.)'ın bir karısının diğer karısını
öldürdüğü 2641 nolu hadiste de belirtilmişti. Bu kadınlardan birisinin isminin
Müleyke. diğerinin Ümmü Gutayf old uğu İbn-i Abbas tarafından belirtilmiştir.
Bu ilave İbn-i Abbas'ın Ebu Davud 'un ettiği rivayette mevcuttur.